26 Nisan 2017 Çarşamba

26 NİSAN, ÇERNOBİL VE KÂZIM KOYUNCU

Tam 31 yıl önce, 26 Nisan… Günlerden cumartesi… Ukrayna’nın Çernobil kentindeki nükleer santralde, bir deney sırasında meydana gelen patlama, tüm dünyada yankılandı. Felaketin hangi boyutta olduğunu o anda saptamak mümkün değilse de, uzmanlar tereddüt etmeden “Tarihin en büyük nükleer kazası” terimini kullanmaya başlamıştı bile.

Patlama ve yangın sonrasında, başta Sovyetler Birliği ve Türkiye olmak üzere, Avrupa ile Asya’ya büyük miktarda radyasyon yayıldı.

Yarım milyondan fazla işçi, olay anında 31 kişinin can verdiği bölgede yangına müdahale etmeye çalışırken radyasyona maruz kaldı. Aradan geçen 31 yılda kaç kişinin radyasyondan etkilenerek çeşitli hastalıklara yakalandığı ve öldüğü ise belirlenemedi. Tahminlere göre, sadece ilk dört yılda en az 25 bin kişi hayatını kaybetti. Bunlardan bazıları, Çernobil’in karşı kıyısında oturan Karadenizli yurttaşlarımızdı. Aralarında, 33 yaşında aramızdan ayrılan ve çevreye duyarlılığıyla bilinen müzisyen Kâzım Koyuncu’ydu. Şarkısında, “İşte gidiyorum bir şey demeden / Arkamı dönmeden, şikâyet etmeden / Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden” demişti ama Karadeniz Sahil Yolu inşaatına karşı Rize’nin Fındıklı ilçesinde düzenlenen eylemlere destek verirken yaptığı şu konuşmayla, insanın, ölümünden sonra bile çevresine önemli değerler kazandırabileceğini kanıtlıyordu:  

"Başımızdan hiç eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Don Kişotlara, ateş hırsızlarına, Ernesto Che Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya…"

Çernobil Faciası sonunda ortaya çıkan maddi hasar, tahminen 18 milyar doları buldu. Kâzım Koyuncu ve sayısı belirlenemeyen diğer kurbanların maddi değerini saptamak ise, asla mümkün değil.


(Yoğun olarak sosyal yardım kömürünün kirlettiği havayı saniye saniye ölçen ve rakamları üst makamlara aktaran Ataşehir Belediyesi, sorunun çözülmesini istiyor. Ayrıntılar bu linkte: http://edergi.atasehir.bel.tr/032017/mobile/index.html#p=7 )